Osman Bilge
16 Şubat 2010
|
2010 BEKLENTİLERİ -EKONOMİST |
Global ekonomik krizin piyasadaki etkileri hafifliyor. İlk hareketlenme küçük yatırımlarda görüldü. Yatırımcılar artık beklemekten sıkıldı, fırsatları değerlendirmek istiyorlar. Markalı işlerin para kazandığını her krizde biraz daha iyi gördükleri için de, franchise almak istiyorlar. Alıcı çoğalınca haliyle satıcı da çoğalıyor. Alışveriş merkezlerinin hızlı yayılması da zincirleşmeyi körüklüyor. Kiralamada başarılı örneklerini gördükleri işletmeleri tercih ediyorlar. Büyüme potansiyeli olan işletmeler franchise vermeye başlıyor. Sektöre yatırım yapmak isteyen girişimciler ya yurt dışından masterfranchise alıyor, veya yeni bir yerli zincir marka oluşturma yoluna gidiyorlar.
Zincir mağazaların, zincir restoranların, zincir marketlerin müstakil girişimciler karşısındaki üstünlüğü açıkça ortada. Zincirleşmeyle birlikte standartlaşma geliyor, daha kaliteli ürün ve hizmet sunuyor, daha çok müşteri çekiyor, daha ucuza alıyor, daha kolay yer buluyor, çalışanlarını daha kolay eğitiyor, daha verimli çalışıyorlar. En önemli fark ise, müşterilerine ürün ve hizmetlerini daha hesaplı sunabilmeleri. Yeni düzenin tek kuralı var. İyiyi ucuza satmak. Bunu yapan kazanacak.
Zincirleşmenin iki yolu var. Kendi şubelerini açmak veya franchise vermek. Markanın hangi yolu seçeceği, biraz sahibinin, biraz da sektörün koşullarına bağlı. Genel kural, verimli yönetmeyi becerebilenin şube açması. Avrupa ve Amerika’da binlerce şubesi olan marketler, giyim mağazaları, gözlükçüler, kuyumcular, kozmetikçiler, vb. var. Buna karşın işletme yönetiminin önem kazandığı durumlarda franchise veriliyor. Binlerce franchise vermiş hamburgerciler, pizzacılar, oteller, temizlikçiler, boyacılar, vb. var.
Türkiye’de perakendede zincirleşme kendine özgü bir gelişim çizdi. 1990’larda perakendenin hemen her alanında sermaye ve deneyim eksikliğinden ötürü franchise veriliyordu. 2000’lerde enflasyon düştü ama perakendeciler yüksek enflasyon döneminden kalan, yatırımın 1-3 yıl arasında dönmesi alışkanlığı ile yüksek fiyat uygulamasını sürdürdüler. Oysa perakende yatırımı dünyada 5 yılda çıkacak diye düşünülür, karlılık ve satış fiyatları buna göre hesaplanır. Hesabını yanlış yapanın fiyatı yüksek kalır, piyasada barınamaz.
Türkiye’de perakende 2010’larda yeni bir döneme girecek. Kriz bitecek, zincirler piyasaya hakim olacaklar. İyiyi ucuza satma yarışı hızlanacak. Franchise alacak girişimciler eski alışkanlıklarla nazlı davranmayı sürdürecekler. Düşük karlılıkla yaşamayı beceremeyenler arttıkça zincirler franchise vermek yerine şube açmayı tercih edecekler. Bir kez kendileri karlı çalışmayı becerince bir daha franchise vermek istemeyecekler. Dev yabancı zincirlerin gelişi de hızlanacak. Bir kısmı kendi gelecek, bir kısmı ülke bazında masterfranchise verecek ama, alan kendi şubelerini açacak. İşi beceremeyen zincirler yerli ve yabancı sermaye tarafından devralınacak, yeni yatırımcıların sermaye sorunu olmadığından, kendi şubelerini açacaklar.
Sonuç olarak franchise alanlara önerim, eski alışkanlıkları ve beklentilerini hemen terk etmeleri. Karlı bir franchise, iyi bir lokasyon, yükselen bir sektör bulurlarsa az veya çok karlı demeyip işe girsinler. Kendilerine güveniyorlarsa küçük zincirleri alıp büyütsünler. Bugün piyasada var olan fırsatlar yarın kalmayacak. Bugün perakendede kendi işinin patronu olmak mümkün, ama yarın ancak şubede çalışmak mümkün olacak.
|
|